Ceza yargılamaları neticesinde sanık hakkında beraat kararı verilmesi halinde, mahkeme tarafından sanığın lehine hükmedilen vekalet ücreti, yargılama giderlerinin bir unsuru olarak ortaya çıkmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Avukatlık Kanunu ve ilgili Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca, bu ücret kamu bütçesinden karşılanmak üzere sanığın müdafiine ödenmek üzere hükme bağlanmaktadır. Ancak uygulamada, beraat vekalet ücretine ilişkin alacakların kendiliğinden tahsili söz konusu olmayıp, ilgili avukatın aktif bir şekilde başvuru yapması veya icra takibi başlatması gerekmektedir.
Beraat Vekalet Ücretinin Hukuki Niteliği ve Dayanağı
Beraat kararları, ceza muhakemesinin sonunda verilen ve sanığın isnat edilen suçu işlemediğine hükmedilen mahkeme kararlarıdır. Bu kararlarda yargılama giderlerinin kim tarafından karşılanacağı hususu da belirlenir. Şayet sanık lehine beraat kararı verilmişse, mahkeme genellikle sanığın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına ve lehine vekalet ücreti ödenmesine hükmetmektedir. Bu ücret, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi çerçevesinde belirlenmekte olup, vekalet ücretinin alacaklısı, sanığın müdafii sıfatıyla görev yapan avukattır.
Mahkeme tarafından hükmedilen bu vekalet ücreti, kamuya karşı doğmuş bir borç niteliği taşıdığından, alacaklı avukatın Hazine’ye veya kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki Cumhuriyet Başsavcılığı’na karşı talepte bulunması ya da ilamlı icra takibi başlatması suretiyle tahsil edilmesi gerekmektedir.
Beraat Vekalet Ücretinin Tahsili İçin Uygulanabilecek Yöntemler
Beraat vekalet ücretinin tahsili için avukat tarafından tercih edilebilecek iki temel yöntem bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvuru yapılması ve ilamlı icra takibi yoluna başvurulmasıdır.
Cumhuriyet Başsavcılığına Yapılacak Yazılı Başvuru
İlgili avukat, beraat kararının verildiği mahkemenin yargı çevresinde yer alan Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben yazılı bir talep dilekçesi sunmak suretiyle vekalet ücretinin ödenmesini talep edebilir. Bu başvuru ekinde aşağıdaki belgelerin ibraz edilmesi gerekmektedir:
- Talep dilekçesi
- Gerekçeli beraat kararı örneği
- Kararın kesinleşme şerhi (Her ne kadar icra takibi için zorunlu olmasa da başsavcılıklar bu belgeyi sıklıkla talep etmektedir)
Başsavcılığa yapılan başvurular idari işlem niteliğinde olup, ödeme süreci başsavcılığın iş yüküne ve iç işleyişine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Bu yöntem çoğu zaman gecikmelere neden olduğundan uygulamada ikincil öneme sahiptir.
İlamlı İcra Takibi Yoluna Başvurulması
Uygulamada en çok tercih edilen ve en hızlı netice alınan yöntem, ilamlı icra takibi başlatılmasıdır. İlgili avukat, beraat kararını ilam niteliğinde göstererek, icra müdürlüğü nezdinde takip başlatabilmektedir. Bu takip yoluyla sadece vekalet ücreti değil, aynı zamanda yasal faiz ve icra vekalet ücreti de talep edilebilmektedir. Bu durum, tahsil edilecek meblağın artmasına katkı sağlamaktadır.
Takibin borçlusu olarak gösterilecek kamu kurumu, beraat kararını veren mahkemenin yargı çevresindeki Cumhuriyet Başsavcılığı olmalıdır. Hazine, Maliye Bakanlığı veya Adalet Bakanlığı borçlu olarak gösterildiği takdirde, takip geçersiz sayılmakta veya işlemler önemli ölçüde uzamaktadır. Bu husus Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın 28.01.2022 tarihli görüş yazısında da açıkça belirtilmiştir.
Kesinleşme Şartı Aranmakta mıdır
Beraat kararına dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatılması için mahkeme kararının kesinleşmiş olması şartı aranmamaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu yalnızca mahkumiyet kararlarının kesinleşmeden infaz edilemeyeceğini düzenlemekte olup, beraat kararları bakımından bu yönde bir sınırlama öngörülmemiştir.
Nitekim Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 13.08.2024 tarihli tavsiye kararı ve çeşitli İcra Hukuk Mahkemesi kararları da bu doğrultudadır. Bu görüşe göre, beraat kararında hükmedilen vekalet ücreti fer’i nitelikte bir alacak olup, karar kesinleşmeden de icraya konu edilebilecektir.
İcra Takibine İlişkin Gerekli Belgeler ve Süreç
İcra takibi başlatılmadan önce aşağıda yer alan belgelerin temin edilmesi gerekmektedir:
- Mahkemenin gerekçeli beraat kararı
- Cumhuriyet Başsavcılığı’nın vergi kimlik numarası
- Takip talebi formu
- Tahsilat gerçekleştikten sonra düzenlenecek serbest meslek makbuzu
İcra takip talebinde açıkça karar tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ve icra vekalet ücreti talep edilmelidir. Bu talepler takip dosyasına işlenmediği takdirde yalnızca asıl alacak olan vekalet ücretine ilişkin işlem yapılır.
Makbuz Düzenlenmesi ve Vergisel Yükümlülükler
Serbest meslek makbuzu, ödeme yapıldıktan sonra düzenlenmelidir. Başsavcılık, ödeme işlemi öncesi icra dosyasına ilişkin kapak hesabını talep eder ve bu hesap doğrultusunda brüt, net, KDV ve stopaj kalemlerini içeren ödeme gerçekleştirilir. Makbuzda bulunması gereken unsurlar şu şekildedir:
- Brüt tutar (mahkemece hükmedilen vekalet ücreti)
- Katma Değer Vergisi (%18)
- Gelir Vergisi Stopajı (%20 civarında)
- Net ödeme tutarı
Beraat vekalet ücretine ilişkin işlemlerde KDV tevkifatı uygulanmamaktadır. Vergi kesintileri doğrudan avukat adına Maliye’ye yatırılmakta olup, stopaj kaleminin hatalı beyanı hâlinde vergi daireleri açıklama talep edebilmektedir.
İlçelerdeki Mahkemeler Tarafından Verilen Kararlarda Yetkili Başsavcılığın Tespiti
Beraat kararının bir ilçe mahkemesi tarafından verilmesi durumunda, icra takibine taraf olarak gösterilecek başsavcılığın belirlenmesinde, ilçenin yargı teşkilatındaki konumu belirleyici olacaktır. İlçede Cumhuriyet Başsavcılığı mevcutsa doğrudan o savcılık borçlu gösterilir. Ancak mülhakat adliye statüsündeki ilçelerde, bağlı olunan merkez ilçedeki Cumhuriyet Başsavcılığı takip dosyasında borçlu olarak gösterilmelidir.
Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği Görüşleri
Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, 2022 tarihli yazısında, beraat vekalet ücretinin ödenmesinde yetkili merciin kararı veren mahkemenin bulunduğu Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu bildirmiştir. Türkiye Barolar Birliği de söz konusu yazıyı 2022/13 sayılı duyurusuyla barolara iletmiş ve avukatların takip işlemlerini bu esaslara uygun şekilde yürütmesi gerektiğini vurgulamıştır.
Yanlış kamu kurumuna karşı başlatılan icra takipleri, yalnızca süreci uzatmakla kalmamakta, aynı zamanda ödeme yapılmamasına neden olmaktadır. Bu nedenle icra takibinin usule uygun şekilde başlatılması, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.